Taraflar arasında görülen
davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05.05.2005 tarih ve 2004/22 - 2005/58 sayılı
kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak
davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 05.06.2007 gününde
davacı avukatı U.. A… ile
davalı avukatı K… Ş… gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek
karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Y… A… tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili,
davacının ticaret unvanındaki "Tuta" sözcüğünün müvekkilinin dünyaca tanınmış "Total" markasına benzetilip petrol istasyonlarındaki dizayn ve renklerin taklidi yolu ile markaya tecavüz ve haksız rekabette bulunulduğunu ileri sürerek, bu durumunun tesbitini ve önlenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili,
davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak,
davalının tescilli "Tuta" markasının
davacı markası ile anlam, telaffuz ve görünüşçe iltibas oluşturmadığı, hedef kitle olan motorlu taşıt kullanıcılarının bu markaları karıştırma tehlikesinin zayıf olduğu gerekçesiyle
davanın reddine
karar verilmiştir.
Kararı,
davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacının dünyaca tanınmış "TOTAL" markasına
davalının "TUTA" markasının tecavüz oluşturduğu iddiası ve buna dayalı istemler reddedilerek kesinleşmekle çözümü gereken uyuşmazlık
davalı şirketin akaryakıt istasyonlarındaki sundurmaların renk, dizayn ve kompozisyonunun TTK'nun 57/5 maddesi anlamında aldatıcı benzerliğe (iltibasa) ve bu suretle haksız rekabete yol açıp açmadığı hususuna inhisar etmektedir.
Mahkemenin haksız rekabetin tesbiti ve önlenmesine ilişkin verdiği 24.12.2002 tarihli üçüncü
karar, Dairemizin 15.01.2004 gün ve 2003/6066-2004/252 sayılı ilamı ile iki ayrı bilirkişiler kurulunun raporları arasındaki açık çelişkinin aynı uzmanlık alanlarından oluşturulacak yeni bir bilirkişiler kurulundan alınacak raporla giderilmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde
karar verilmesi gereğine işaret olunarak bozulmuştur.
Bozmaya uyularak oluşturulan bilirkişi kurulunca düzenlenen 07.03.2005 tarihli raporda, taraflara ait benzin istasyonlarının kitle düzeni ve konumlarında pek çok istasyondakine benzer ortak özellikler bulunsa da, taraflara ait bina çatısı ve sundurma çatısının bant halindeki kenarlarının ayrıntıda biraz farklı olmakla birlikte benzin istasyonlarının uzaktan algılanmasında markalardaki kısmi görsel farklılıklara karşın ayırt edilememelerine, karıştırılmalarına yol açılabileceği, binalardaki renk ve bu rengin saçaktaki konum ve kompozisyonunun hızla geçen araçtaki müşteri kitlesini yanıltabileceği, bu benzerliklerin TTK'nun 57/5 maddesi hükmünce
davacının görsel, imaj kimliğinden yararlanmaya dönük haksız rekabet oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Mahkemece, bilirkişilerin teknik yardımının benzin istasyonları mimarisinin teknik karşılaştırması olgusu ile sınırlı olduğu, haksız rekabetin varlığının mahkeme tarafından saptanacağı gerekçesiyle yazılı olduğu gibi aksi sonuca varılması, önceki raporları telif eden nihai bilirkişi raporundaki bulgu ve tespitlerin zorunlu olarak haksız rekabetin bulunduğunun kabulünü gerektirmesi, Dairemizin uyulan son bozması doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra hakimin genel mesleki bilgi ve formasyon dışında kalan özel veya teknik bilgiye ihtiyaç duyulduğu kabulü ve buna bağlı girilen ispat yol ve yönteminden ayrınılarak haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi yerine hakimin mimarlık bilgi disiplinine kişisel görüş ve tespitlerini ikame suretiyle usul hukuku ilkelerine aykırılık taşıdığından temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle
davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile
kararın
davacı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 500.00.-YTL duruşma vekillik ücretinin
davalıdan alınarak
davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.06.2007 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.