Müvekkil Girişi

Şifremi Unuttum

Müvekkil Şifremi Unuttum

Doğrulama Kodu

HaberlerAvukatlar İçin Vergi İnceleme Rehberi

AVUKATLAR İÇİN 

VERGİ İNCELEME REHBERİ

Bu broşür, meslektaşlarımızın olası bir vergi incelemesine hazırlıklı 
olmaları amacıyla hazırlanmıştır.

Broşür içeriğinde vergi incelemesinin amacı, türleri, meslektaşların 
hangi durumlarda vergi incelemesi ile karşılaşabilecekleri, vergi mükellefi 
olmaktan kaynaklanan ödevlerin ve hakların neler olduğu, vergi 
incelemesine kimlerin yetkili olduğu, vergi incelemesinin sonuçları ile 
mesleğin doğasından kaynaklı birtakım hususlar karşısında meslektaşların 
nasıl hareket etmeleri gerektiği ve olası bir vergi incelemesi halinde 
avukatların ne gibi hakları olduğuna ilişkin yasal hükümlere dayalı 
çözüm önerileri bulunmaktadır.

Bu çalışma, İzmir Barosu İdare ve Vergi Hukuku Komisyonu tarafından 
hazırlanarak, Türkiye Barolar Birliği tarafından gözden 
geçirilmek suretiyle meslektaşlarımızın yararlanımına sunulmuştur.

1. VERGİ İNCELEMESİ NEDİR?

Vergi incelemesi, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, 
tespit etmek ve sağlamak amacıyla yükümlünün defter kayıtları, 
belgeleri ve envanteri üzerinde vergi inceleme yetkisine sahip olanlarca 
yapılan derinlemesine bir araştırmadır.

2. AVUKATLAR VERGİ İNCELEMESİNE TABİ MİDİR?

Vergi Usul Kanununa veya diğer kanunlara göre defter ve hesap 
tutmak, evrak ve vesikaları muhafaza ve ibraz etmek mecburiyetinde 
olan gerçek ve tüzel kişiler vergi incelemelerine tabidirler. Bu anlamda, 
avukatlar da birer serbest meslek erbabı olarak vergi mükellefi olduklarından 
vergi incelemesine alınabilirler.

3. VERGİ İNCELEMESİNE ALINMANIZIN SEBEBİ NEDİR?

Malum olduğu üzere serbest meslek erbabı olarak avukatlar da hizmet 
ifası sebebi ile mükellef durumunda bulunduklarından, Vergi Usul 
Kanunu ile düzenlenen serbest meslek mensuplarına ilişkin ödevleri 
yerine getirmek zorundadırlar. Bu ödevlerin başında serbest meslek 
kazanç defteri tutmak, verginin türüne göre aylık, üç aylık ya da yıllık 
olarak beyanname vermek vb. gelmektedir.

Vergi daireleri, meslek mensupları tarafından verilen beyannameler 
yahut beyanname eklerinde vergi kanunlarına muhalefet edildiği ve bu 
yolla vergi kaybına sebebiyet verildiği hususuna ilişkin olarak yapılan 
risk analizleri sonucunda bazı emarelere ulaşırsa vergi incelemesine alınabilirsiniz. 


Ancak vergi incelemesine alınmak için sadece beyanname ve ekleri 
üzerinde yapılan risk analizi sonuçları gerekmez. Harici olarak elde 
edilen veriler ile de vergisel ödevlerin yerine getirilmediği hususunda 
vergi idaresinin tespitte bulunması halinde de vergi incelemesine maruz 
kalabilirsiniz. 

Örneğin; banka hesap hareketlerine kıyasla beyannamede gösterilen 
matrahın düşük olması, UYAP üzerinden yapılacak taramada vekaletinizin 
bulunduğu dosya sayısına kıyasla düşük vergi beyan edilmesi 
gibi durumlar, vergi idareleri tarafından incelemeye alınmanız için gerekçe 
olarak kabul edilebilir. 

Son olarak, hakkınızda yapılacak ihbarlar da incelemeye alınmanıza 
sebebiyet verebilir.

4. VERGİ İNCELEMESİ NE ZAMAN YAPILIR?

Vergi incelemesi, neticesi alınmamış, yani içinde bulunulan hesap 
dönemi de dahil olmak üzere, tarh zamanaşımı süresi sonuna kadar 
(içinde bulunulan yılı takip eden yılın başından başlamak üzere beş yıl) 
her zaman yapılabilir.

Örneğin; 2010 yılına ilişkin inceleme, takip eden yıl olan 2011 yılının 
başından başlamak üzere beş yılın sonuna, yani 31.12.2015’e kadar 
her zaman yapılabilir. 2015 yılının dolması ile birlikte 2010 yılına ilişkin 
olarak vergi incelemesine alınmanız yasal olarak mümkün değildir. Bu 
sebeple, vergi incelemesi yapan görevliden evvela inceleme dönemi 
hakkında bilgi alınması faydalı olacaktır. Tarh zamanaşımı süresi geçen
dönem için inceleme yapılamayacağı için bu döneme ilişkin inceleme 
geçiriyor olmanız halinde bu durumu inceleme elemanına söylemeniz 
gerekir. İnceleme elemanı tarafından buna rağmen incelemeye devam 
edilecek olması halinde bu durumun, incelemeye başlama tutanağına 
geçirilmesi fayda sağlayacaktır.

Vergi incelemesinin ne zaman yapılacağının önceden haber verilmesi 
mecburi değildir. Bu sebeple, tarh zamanaşımı süresi içinde, vergi 
incelemesine yetkili olanlar, istedikleri an sizi vergi incelemesine tabi 
tutabilirler.

Daha önce hakkınızda vergi incelemesi yapılmış veya matrahın 
re’sen takdir edilmiş olması, yeniden inceleme yapılmasına ve gerekirse 
tarhiyatın ikmaline engel değildir. Bu sebeple, aynı döneme ve aynı vergi 
konusuna ilişkin olarak daha evvel vergi incelemesi geçirmiş olmanız, 
yeniden incelemeye alınmayacağınız anlamına gelmemektedir. Gerçek 
gelirin yansıtılmadığı, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge 
düzenlendiği yahut kullanıldığı gibi vergi kayıp ve kaçağında bulunulduğuna 
dair yeni emarelere ulaşılması halinde yeniden incelemeye tabi 
tutulabilirsiniz.

Nezdinde inceleme yapılan avukatın muvafakati olmadıkça resmi 
çalışma saatleri dışında inceleme yapılamaz veya buna devam edilemez. 
Tutanak düzenlenmesi ve inceleme ile ilgili emniyet tedbirlerinin 
alınması için mesai saatleri dahilinde başlayan incelemeye gece de devam 
edilebilir. Ancak bu gibi tedbirler, incelemelerin yapıldığı yerdeki 
faaliyeti sekteye uğratmayacak şekilde yapılmak durumundadır. Aksi 
takdirde ilgili hususların tutanağa geçirilmesi gerekmektedir.

5. VERGİ İNCELEMESİNE YETKİLİ OLANLAR KİMLERDİR?

Vergi Usul Kanununa göre incelemeye yetkili olanlar şunlardır:

Vergi müfettişleri

Vergi müfettiş yardımcıları

İlin en büyük mal memuru

Vergi dairesi müdürleri

Gelir İdaresi Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında 
görev yapanlar

Vergi Usul Kanunu, inceleme yetkisine haiz olanları sınırlı olarak belirdiğinden, 
sayılanlar dışında hiç kimsenin vergi incelemesi yapma hak ve 
yetkisi bulunmamaktadır. Bu sebeple, vergi incelemesi geçirecek olmanız 
halinde evvela inceleme görevlilerinin kimlik ibraz etmelerinin talep 
edilmesi gerekmektedir. Kanun gereği, vergi incelemesi yapmaya yetkili 
olanlar yanlarında memuriyet sıfatlarını ve inceleme yetkisini gösteren 
fotoğraflı resmi bir kimlik bulundurmak ve gittikleri yerde incelemeye 
başlamadan evvel bu kimliği ilgililere göstermek zorundadırlar.

6. VERGİ İNCELEMESİ NEREDE YAPILIR?

Vergi incelemeleri, esas itibariyle incelemeye tabi olanın iş yerinde, 
yani mükellef avukatın bürosunda yapılır.

Home-office (evin bir bölümünün iş yeri olarak kullanılması) durumunda 
ise, işyeri ve kişisel yaşam alanlarını birbirinden ayırmak zor 
olduğundan inceleme esnasında sıkıntılar yaşanabilir. Home-office olarak 
kullanılan avukatlık bürolarında inceleme yapılacak olması halinde, 
vergi incelemesine yetkili olanlara, kişisel yaşam alanınızın nerelerden 
ibaret olduğunu, çalışma alanınızın ise neresi olduğunu gösteriniz ve 
mutlaka bu durumu inceleme tutanağına geçirtiniz. Normal şartlar 
altında konut dokunulmazlığı Anayasal teminat altında olduğundan 
kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin 
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya 
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya 
birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; 
yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde 
de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin 
konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. 
Bu sebeple, vergi incelemesi esnasında inceleme elemanlarının 
kişisel kullanım alanlarınızda incelemeye yapamayacaklarını onlara bildirmeniz 
gerekmektedir.

İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle 
incelemenin avukatın bürosunda yapılması imkânsız olursa 
veya mükellef avukatlar isterlerse inceleme ilgili vergi dairesinde yapılabilir. 
İncelemenin dairede yapılabilmesi için zaruri sebebin varlığı 
yahut mükellef avukatın dairede inceleme yapılması talebi bir tutanağa 
bağlanır ve karşılıklı olarak imzalanır. Şayet yukarıda sayılanlar gibi bir 
zaruri hal söz konusu değilse ve mükellef avukat dairede inceleme yapılmasını 
istemiyorsa, düzenlenen tutanağı imzadan imtina etmelidir. 
Zira bu hususlar tutanağa bağlanmaksızın incelemenin dairede yapılacak 
olması, usulsüz inceleme teşkil edecektir.

İncelemenin dairede yapılacak olması halinde incelemeye tabi olan 
avukatın, lüzumlu defter ve vesikalarını vergi dairesine getirmesi, kendisinden 
yazılı olarak istenilir. Defter ve vesikaların incelemeye ibraz edilmesi 
için mükellef avukata 15 günden az olmamak üzere süre verilmesi 
gerekir. Bu süre yasal sınır olup daha az bir süre öngörülmesi mümkün 
değildir. Uygulamada bazen vergi daireleri tarafından defter ve belgelerin 
incelemeye ibraz edilmesi telefonla istenebilmektedir. Bu durumda, 
aramayı yapan görevliye, yazılı olarak bu talebin iletilmesini istediğinizi 
bildiriniz. Resmi bir yazı olmadan ve sadece sözel olarak yahut telefon, 
mail vb. yoluyla defter ve belgelerin incelemeye ibrazının istenilmesi yasaya 
aykırı olduğundan, ibraz etmemeniz halinde herhangi bir müeyyide 
ile karşılaşmanız mümkün değildir. Aksi durumda, dava açma yoluyla 
yapılan vergi tarhiyatlarını ve kesilen cezaları iptal ettirebilirsiniz.

İncelemenin vergi dairesinde yapılması halinde istenilen defter veya 
vesikaları mazeretsiz olarak getirmeyenler, bunları ibraz etmemiş sayılırlar. 
Bu durumda dönem kazancının re’sen takdir edilmesi ve tarhiyatla 
beraber birtakım cezaların kesilmesi gündeme gelebilir. Haklı bir 
mazeret gösterenlere, defter ve vesikalarını daireye getirmesi için münasip 
bir süre verilir. Haklı sebep olması halinde idarenin süre vermek 
konusunda takdir hakkı olmayıp bu sürenin tanınması gerekir. Defter 
ve belgelerin istenilen sürede, haklı neden olmadan teslim edilmemesi 
halinde, VUK 359. maddesi hükmü gereği 18 aydan 3 yıla kadar hapis 
cezası öngörülmüştür. 

7. İNCELEME NASIL BAŞLAR?

Vergi incelemesi, inceleme elemanının görev yaptığı birimde düzenlenip 
inceleme elemanına tebliğ edilen görevlendirme yazısı ile başlar. 
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, inceleme görevinin verilmesinden 
itibaren en geç otuz gün içinde incelemeye başlarlar. Bu süre 
içinde incelemeye başlanılamaması halinde durum gerekçeli bir yazı ile 
bağlı bulunulan birime bildirilir. İlgili birim, incelemeye başlanılamamasını 
haklı kılan bir mazeretin varlığı halinde en fazla on beş gün ilave 
süre verebileceği gibi inceleme görevini başka bir inceleme elemanına 
da verebilir. Şayet inceleme elemanı belirtilen süre içerisinde incelemeye 
başlamaz yahut ek süre almazsa veya inceleme görevi başka bir 
inceleme elemanına verilmezse, görevlendirme yazısına istinaden incelemeye 
alınmanız hukuka aykırıdır.

Bu sebeple, vergi incelemesine alınmanız halinde evvela görevlendirme 
yazısına bakmanız, ilgili sürelerin geçmiş olduğunu tespit etmeniz 
halinde bunu inceleme elemanına bildirmeniz ve inceleme yapılamayacağını 
hatırlatmanız gerekir. İnceleme elemanı tarafından buna 
rağmen inceleme yapılmasına devam edileceği bildirilecek olursa, bu 
durum, incelemeye başlama tutanağına geçirilmelidir.

İlgili hususların hukuka uygun olması halinde evvela, incelemeye 
yetkili olanlar, mükellef avukata incelemenin konusunu ve sebebini açık 
olarak anlatmak zorundadır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesinin 
akabinde “incelemeye başlama tutanağı” düzenlenir. Vergi incelemesi 
ister mükellef avukatın iş yerinde isterse de dairede yapılsın, incelemeye 
başlama tutanağı düzenlenmek ve bir sureti nezdinde inceleme 
yapılan avukata verilmek zorundadır. İncelemeye başlama tutağında şu 
hususların bulunması gerekir:

a) Nezdinde inceleme yapılanın kimlik bilgileri, unvanı, adresi ve faaliyet 
konusu,

b) İncelemenin türü (tam/sınırlı inceleme),

c) İncelemeye alınma gerekçesi,

ç) İncelemenin konusu,

d) İnceleme dönemi,

e) İnceleme dairede yapılacaksa buna ilişkin nezdinde inceleme yapılanın 
muvafakati,
f) Tutanağın düzenlenme yeri ve tarihi, inceleme elemanının ve hazır 
bulunması halinde mükellefin veya temsile yetkili olan kişilerin 
imzası,

g) Mükelleflerin incelemeyle ilgili hak ve yükümlülükleri hakkında 
bilgi.

Mükellef avukat, tutulan incelemeye başlama tutanağında ilgili hususların 
bulunup bulunmadığını kontrol ederek işe başlamalıdır. Bunun 
yanında, incelemeye başlama tutanağına dilediğiniz kayıtları koymaya 
da hakkınız olduğunu unutmayın.

8. VERGİ İNCELEMESİ BAŞLADIKTAN SONRA PİŞMANLIK 
HÜKÜMLERİNDEN YARARLANILABİLİR Mİ?

Vergi Usul Kanunu’nda, vergisel ödevlerini yerine getirmeyen mükelleflere, 
birtakım yaptırımlara maruz kalmamaları adına çeşitli yöntemler 
sunulmuştur. Bu usullerden biri de “pişmanlık” kurumudur. Beyana 
dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen 
mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı 
hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi 
hâlinde, haklarında aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası 
kesilmez:

Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından 
herhangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla 
tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış 
olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması 
şarttır.)

Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde 
herhangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna 
intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden 
fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş 
olması

Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme 
dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak on beş gün içinde tevdi 
olunması 

Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber 
verme tarihinden başlayarak on beş gün içinde tamamlanması veya 
düzeltilmesi

Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, 
ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51’inci 
maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında 
bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak on beş gün içinde 
ödenmesi.

Pişmanlık hükümleri emlak vergileri için uygulanmamaktadır. Bunun 
yanında, Kanunda mükellefin kendisinin pişman olup beyan etmesi 
esası şartı arandığı için, vergi incelemesi başladıktan sonra pişmanlık 
hükümlerinden faydalanma olanağı bulunmamaktadır.

Vergi incelemesinin başladığından bahsedebilmemiz için, incelemeye 
yetkili olanların, usulüne uygun olarak tanzim edilmiş görevlendirme 
yazısını almalarının akabinde harekete geçmiş olmaları gerekmektedir. 
Daha açık bir anlatımla, incelemeye başlama; mükellef nezdinde işe 
başlama tutanağının düzenlenmesi, mükellefe davet veya defter ve belgelerin 
istenmesi yazısının tebliğ edilmiş olması, matrah tesisine yönelik 
tutanak düzenlenmesi ya da defter ve belgelerin incelenmek üzere 
vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmiş olması hallerini kapsar. 
Bu anlamda, usulüne uygun olarak iş ve işlem gerçekleştirilmediği takdirde 
inceleme başladığından bahsedilemeyeceğinden, pişmanlık hükümlerinden 
yararlanılması engellenemez. Örneğin; kural olarak defter 
ve belgelerin incelemeye ibrazı bir yazı ile talep edilmek ve 15 günden 
az olmamak üzere mükellef avukata süre verilmek zorundadır. Bu şartın 
aksine olarak, defter ve belgelerin telefonla aranılarak istenilmesi 
halinde defter ve belgelerin incelemeye ibrazı şartı doğmadığı gibi, bu 
halde incelemenin başladığından da bahsedilemez. Bu sebeple, bu aralıkta 
dahi pişmanlık hükümlerinden faydalanmak mümkündür.

9. VERGİ İNCELEMESİ NE KADAR SÜRER?

Vergi incelemesine yetkili olanlarca incelemeye alınmanız halinde 
hangi tür incelemeye alındığınız önemli olup, incelemenin ne kadar süreceği 
de incelemenin türüne göre değişmektedir. Bu anlamda iki tür
vergi incelemesi ile karşılaşılabilir. Bunlar “tam inceleme” ve “sınırlı/kısa 
inceleme”dir.

Tam inceleme; mükellefin her türlü iş ve işlemlerini kapsayacak şekilde 
yapılan incelemedir. Bu anlamda tüm kazanç unsurları, tabi olunan 
vergilere ilişkin durum, birden fazla vergilendirme dönemi tam incelemenin 
konusuna dahildir. 

Sınırlı/kısa inceleme; vergi matrahını oluşturan unsurların birinin 
veya birkaçının sadece belli bir yönden incelenmesi anlamına gelir. Örneğin; 
hem gelir hem de katma değer vergisi mükellefi olan bir avukatın 
sadece katma değer vergisi yönünden 2014 dönemine ilişkin olarak 
incelemeye alınması sınırlı incelemeye alındığı anlamına gelir. Buna 
karşın, tarh zamanaşımı süresi içindeki tüm vergilendirme dönemlerine 
ve tüm vergi türlerine ve vergi konularına yönelik olarak yapılan detaylı 
inceleme ise tam inceleme olarak adlandırılır.

İncelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması 
halinde en fazla 1 yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde ise en fazla 6 
ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelemenin 
bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine 
yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir ve altı 
ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Bu durumda, vergi incelemesi 
yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından incelemenin bitirilememe 
nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme yapılana bildirilir. 
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birimler vergi 
incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli tedbirleri 
alırlar. Tarh zamanaşımı süresinin durmasına ilişkin hükümler saklıdır.

Uygulamada “karşıt inceleme” olarak adlandırılan bir inceleme türü 
daha mevcuttur. Ancak karşıt inceleme, mükellefin bizatihi kendi vergisel 
ödevlerine ilişkin olarak yapılan inceleme değildir. Vergisel ödevlerini 
yerine getirmediği iddiasıyla incelemeye alınan başka bir mükellefin 
ilişkiye girdiği diğer mükellefler nezdinde, gerçekte incelemeye alınan 
mükellefin durumunun tespitine yönelik olarak yapılan incelemeye karşıt 
inceleme adı verilir. Karşıt incelemeye alınmanız halinde tarhiyat ya 
da cezai müeyyide ile karşılaşılması söz konusu olmasa da, karşıt inceleme 
esnasında vergisel ödevlerinizi yerine getirmediğinize yönelik 
emarelere ulaşılması halinde haricen sizin için de vergi incelemesi başlatılabileceğini 
unutmayınız. 

10. VERGİ İNCELEMESİ ESNASINDA NELERE DİKKAT ETMENİZ 
GEREKİR?

Vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından yapılan incelemelerde 
ilk ve en önemli husus, inceleme elemanının işini zorlaştıracak davranışlardan 
kaçınmaktır. İnceleme elemanına yasal sınırları dahilinde gerekli 
kolaylık sağlanması, incelemenin lehinize yürümesi bakımından 
önemlidir. İnceleme geçiren avukatın inceleme elemanlarına karşı güler 
yüzlü ve makul olması önem arz etmektedir.

İnceleme elemanları, herhangi bir işlem yapılmayacağı beyanında 
bulunsalar dahi, imza altına alınacak her belgenin titizlikle incelenmesi, 
aksine kayıtların bulunması halinde bunların düzeltilmesinin istenmesi, 
düzeltilmediği takdirde imzadan imtina edilmesi gerekmektedir.

Mükellef avukatlar, ikmalen, res’en veya idarece tarh edilen vergilerle, 
bunlara ilişkin cezaların (Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu maddesinde 
yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen 
vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen cezalar hariç) 
tahakkuk edecek miktarları konusunda, tarhiyat öncesi ya da tarhiyat 
sonrası uzlaşma talebinde bulunabilir. Uzlaşma konusunda mevzuattaki 
hükümlerin derinlemesine analiz edilmesi ve uzlaşmanın muhtemel 
sonuçları doğru tespit edilmelidir. Bu konuda mali müşavirlerinizden de 
bilgi alınmasında fayda vardır. Zira uzlaşmanın vaki olması halinde uzlaşma 
tutanağının imza altına alınmasıyla birlikte kural olarak uzlaşılan 
rakam kesinleşir ki buna ilişkin yasal yollar da kapanmış olur. Bu sebeple 
uzlaşmaya girme kararı almadan evvel bu durumun ön hazırlığının 
yapılması önemlidir.

Vergi incelemesinin tamamlanmasının akabinde incelemeye yetkili 
olanlarca düzenlenen Vergi İnceleme Raporları, Rapor Değerlendirme 
Komisyonuna gönderilmek suretiyle bir nevi onaydan geçirilir. Mükellef 
avukatlar, Rapor Değerlendirme Komisyonunda gerekli hususları 
izah edebilmek adına dinlenilmesini talep edebilir. İncelemenin aleyhe 
ilerlemesi halinde bu hakkınızı da kullanmanızda fayda olacaktır. Zira 
Rapor Değerlendirme Komisyonları tarafından açıklamalarınızın haklı 
görülmesi halinde hukuki ve cezai yaptırımlar ile karşılaşma riskiniz 
azalmış olacaktır. 

Yapılan vergi inlemesi sonucu düzenlenen inceleme raporlarına istinaden 
vergi daireleri tarafından vergi/ceza ihbarnameleri düzenlenerek 
adınıza tebliğ edilir. İhbarnamelerin alınması halinde tarhiyat sonrası 
uzlaşma, cezalarda indirim ve ihbarnamelerin iptali ile kesilen vergi ve 
cezaların kaldırılması için yargı yoluna gitme hakkınız bulunmaktadır. 
Mevzuatın bu yöndeki hükümlerinin detaylı olarak incelenmesi, olası 
bir tarhiyat ile karşılaşmanız halinde haklarınızın muhtel olmasının 
önüne geçecektir.

11. VERGİ İNCELEMESİ ESNASINDA BİZE KİMLER 

EŞLİK EDEBİLİR?

Vergi incelemesine alınmış olmanız halinde, bazı kişilerin, inceleme 
esnasında yapacağınız görüşmelere eşlik etmeleri mümkündür. Bu kişiler;


Defter ve kayıtlarınızla ilgili olan yetkili serbest muhasebeci mali 
müşavir

Defter ve kayıtlarınızla ilgili olan yeminli mali müşavir

Sizi temsil ve ilzama yetkili olan bir kişi (avukat gibi)

Baro temsilcisidir.

İnceleme elemanı tarafından bu kişilerin inceleme esnasında bulunmalarını 
engelleme imkanı yoktur. İlgili kişiler de incelemede hazır 
bulunup gerekli hususların tutanağa geçirilmesini sağlayabilirler. İnceleme 
esnasında bu kişilerin yanınızda bulunması görüşmelere eşlik etmeleri 
faydalı olacaktır.

12. ARAMALI VERGİ İNCELEMESİ NEDİR?

Vergi Usul Kanunu uyarınca, ihbar veya yapılan incelemeler dolayısıyla, 
bir mükellefin vergi kaçırdığına dair emareler bulunursa, bu mükellef 
veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer şahıslar nezdinde ve bunların 
üzerinde arama, aramalı vergi incelemesi olarak adlandırılır. Avukatlar 
da vergi mükellefi olarak aramalı vergi incelemesi ile karşı karşıya kalabilirler.


13. ARAMALI İNCELEME NASIL BAŞLAR?

Aramanın yapılabilmesi için sulh yargıcının istenilen yerlerde arama 
yapılmasına karar vermesi şarttır. Her ne kadar Ceza Muhakemesi 
Kanunu’nda gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcılarının 
da arama kararı verebileceği düzenleniyorsa da, aramalı vergi 
incelemeleri bakımından bu hükmün uygulanma olanağı yoktur. Gerek 
Vergi Usul Kanunu’nun arama kararı için sulh yargıcından karar alınmasını 
şart koşması ve gerekse Avukatlık Kanunu’nun ilgili hükmü uyarınca, 
avukatların büroları ve konutları ancak sulh yargıçlarının kararı 
ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan 
dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz. 

Arama, kararda belirtilen olayla, yani vergi kaçırıldığı şüphesiyle ilgili 
olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile 
yapılabilir.

Arama kararında; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, 
aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, karar 
veya emrin geçerli olacağı süre açıkça gösterilmelidir. Bu anlamda, arama 
kararında açıkça zikredilmemiş yerlerde, vergi inceleme elemanları 
tarafından arama yapılabilmesi olanağı yoktur. (Örneğin; arama kararında 
sadece defter ve belgelerin aranmasına izin verilmiş ise bilgisayar 
kayıtlarının incelenmesi mümkün değildir.)

Yapılacak aramadan evvel mutlaka arama yapacak olan kişilerin 
kimlikleri ile aramaya ilişkin kararın incelenmesi gerekmektedir.

14. ARAMALI İNCELEME NE ZAMAN YAPILABİLİR?

Konutta, işyerinde ve diğer kapalı yerlerde gece vakti arama yapılamaz. 
Bu anlamda aramalı vergi incelemesinin de gündüz ve mesai saatleri 
dahilinde yapılması icap etmektedir. Ancak tutanak düzenlenmesi 
ve inceleme ile ilgili emniyet tedbirlerinin alınmasının gerektiği hallerde 
arama gece de devam edebilir.

15. ARAMALI İNCELEME NASIL BAŞLAR?

Arama esnasında aramaya konu edilen defter, belge vs. ayrıntıları ile 
tutanakla tespit olunmalıdır. Ancak arama sonunda ayrıntılı tutanağın 
düzenlenmesinin çeşitli sebepler ile mümkün olmaması halinde aramaya 
konu belge ve envanterler güvenli bir kap yahut torbaya konularak 
mühürlenmeli ve bu durum bir tutanak ile tespit edilmelidir. Mükellef 
avukatlar, düzenlenen tutanaklara istedikleri kayıtları koyma hakkına 
sahiptirler.

Mühürlü kapların açılmasından evvel (mührün fekki), nezdinde arama 
yapılan mükellef avukat ile varsa vekilinin ilgili birimde hazır bulunması, 
mühürlü kaptan çıkarılan belge ve envanterlerin ayrıntılı olarak 
tutağa geçirilmesi ve tutanağın bir örneğinin alınması gerekmektedir. 
İlgili tutanağın düzenlenmesi sonrasında vergi incelemesi başlar ki inceleme, 
normal vergi incelemesinin usullerine tabidir.

Aramada bulunup mükellef nezdinde emin bir yere konulmuş veya 
kaplar içinde daireye nakledilmiş olan ve incelemesine lüzum görülen 
defter ve vesikalar, arama kararında açıkça yazılmamış olsa bile, inceleme 
yapanın çalıştığı yere sevk veya celp edilebilir. Arama sonunda 
alınan defter ve vesikaların iyi saklanması şarttır. Bunların iyi saklanmamasından 
doğacak zararı idare tazmine mecburdur.

16. ARAMALI İNCELEMENİN SÜRESİ NE KADARDIR?

Arama neticesinde alınan defter ve vesikalar üzerindeki incelemeler 
en geç 3 ay içinde bitirilerek sahibine bir tutanakla geri verilmelidir. Ancak 
suç delili teşkil eden defter ve belgeler iade edilmez. İncelemelerin 
haklı sebeplerle 3 ay içinde bitirilmesine imkan olmayan hallerde sulh 
yargıcının vereceği karar üzerine bu süre uzatılabilir.

17. ARAMALI İNCELEMEDE 

DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?

Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler ile birlikte 
vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar aramalı inceleme için bürolarınıza 
yahut evlerinize geldiklerinde mutlaka Baro’yu durumdan ha  berdar ediniz. Baro temsilcisi ve Cumhuriyet Savcısı hazır bulunmadan 
arama yapılmasına müsaade etmeyiniz.

Mükellef meslektaşların, aramalı inceleme esnasında, inceleme elemanları 
tarafından arama kararında zikredilen ve incelenmesi gerekli 
görülen defter ve belgeleri incelemeye ibraz etmeleri gerekmekteyse 
de bu gerekliliğin bir sınırı vardır. Buna göre, inceleme elemanları, serbest 
meslek makbuzlarını ve serbest meslek kazanç defterlerini inceleyebilir, 
iş yerinde çalışan sayısını tespit edebilir ve bu minvaldeki denetimlerini 
sürdürebilir. Ancak ortada, ağır cezayı gerektirecek bir suçüstü 
hali bulunmadığı için aramalı vergi incelemesi esnasında avukatın üzeri 
aranamaz.

Müvekkiller ile akdedilen hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedeli 
dışında sahiplenilen işin mahiyetine ilişkin bilgiler de bulunduğu için 
ve sır saklama yükümlülüğüne istinaden bu sözleşmelerin incelemeye 
alınabilmesi olanağı yoktur. Bu sebeple, talep edilse dahi sözleşmelerin 
incelemeye ibraz edilme gerekliliği bulunmamaktadır. İnceleme elemanı 
tarafından buna rağmen hizmet akitleri incelemeye alınırsa, bu durumun, 
inceleme tutanağına geçirilmesi gerekmektedir.

Avukatın bilgisayarında da yine müvekkilleri hakkındaki gizli kalması 
gerekli bilgiler bulunduğundan, bilgisayarların incelemeye ibraz edilmesi 
yahut bu bilgisayarlara el konulması mümkün değildir. Aksi uygulamaların 
yaşanacak olması halinde bu hususun inceleme tutanağına 
geçirilmesi gerekmektedir.

Aramalı inceleme sırasında vergiyle ilgili bulunmayan şahsi ve özel 
mektupların, belgelerin ve benzerlerinin aramaya konu edilmemesi gerekmemekte 
ise de aksi durumda işbu hususun tutanağa geçirilmesi 
gerekmektedir. Bu belge ve envanterler, inceleme elemanları tarafından 
da vergiyle alakalarının bulunmadığının anlaşılması durumunda tutanakla 
iade edilmek zorundadır.

Avukatların sır saklama yükümlülüğü bulunduğundan, büroda tutulan 
ve müvekkiller ile alakalı gizli kalması gereken bilgileri içeren soruşturma, 
dava ve takip dosyalarını, müvekkil mektuplarını vb. evrakları
aramalı incelemeye ibraz etmek zorunlu olmayıp bunların muhafaza 
altına alınabilmesi de mümkün değildir. Aksi durumun tutanakla tespit 
olunması gerekir.

Mükellef, ilgili memurun huzurunda, aramaya konu edilen defterler 
ve vesikalar üzerinde incelemeler yapmaya ve bunlardan suret ve kayıtlar 
çıkarmaya yetkilidir. İnceleme elemanlarının bunu engellemeleri 
kanuna aykırılık teşkil eder.

Defter ve vesikaların muhafaza altına alınmış olması, süresi gelen 
vergi beyannamelerinin verilmesi ödevini kaldırmaz. Bu sebeple, mükellef, 
beyannamesini tanzim için gerekli bilgileri defter ve vesikalardan 
çıkarabilir. Mükellefin bu husustaki yazılı isteği yetkililerce derhal yerine 
getirilir.

Defter ve vesikaların muhafaza altına alındığı tarihten vergi beyannamesinin 
verileceği tarihe kadar olan süre bir aydan az ise beyanname 
verme süresi kendiliğinden bir ay uzar ve ek süre bu müddetin sonundan 
başlar.

Arama neticesinde bulunan defter ve vesikaların muhafaza altına 
alınması sebebiyle yapılamayan kayıtlar, defterlerin geri verilmesinden 
sonra idare ile mükellef arasında kararlaştırılan münasip bir süre içinde 
ikmal edilir. Bu süre bir aydan az olamaz. Mükellef dilerse defterleri 
muhafaza altına alındığında, işlemlerini yeniden tasdik ettireceği defterlere 
kayıt edebilir ve iadesi halinde iade edilen muhafaza altındaki 
defterlere intikal ettirebilir.

Home-office olarak kullanılan avukatlık bürolarında aramalı inceleme 
yapılabilmesi için, arama kararında hem kişisel kullanım alanı hem 
de büro için ayrı ayrı arama kararı verilmiş olması gerekmektedir. Şayet 
arama kararında yalnızca iş alanınız ile ilgili bir arama kararı düzenlenmişse, 
kişisel kullanım alanlarınızda arama yapılabilmesi mümkün 
değildir.



17

VERGİ İNCELEMESİNE TABİ OLAN AVUKATIN HAKLARI

1. Avukatın Bilgi Alma Hakkı, İnceleme Elemanının Bilgi Verme 
Yükümlülüğü 

Anayasanın “Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması “ başlıklı 40. 
maddesinde devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve 
mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu belirtilmiştir. 
Elbette kibir idari işlem niteliğinde olan vergi inceleme aşamasında 
da, işlemin içeriğine ilişkin bilgi verme yükümlülüğü ve mükellefin 
bilgi edinme hakkı bulunmaktadır.

Vergi inceleme elemanları VUK’nun 140/1 maddesi gereğince yanlarında 
memuriyet sıfatlarını ve inceleme yetkilerini gösteren fatoğraflı 
ve resmi bir vesika bulundururlar ve gittikleri yerde işe başlamadan 
önce bu vesikayı ilgililere göstermekle yükümlüdür. Yükümlendirici sonuç 
doğuran vergi incelemesinin muhatabına, işlemin gerçekleşmesi 
aşamasında işlemin nedenleri ve sonuçları ile bu işleme karşı hukuki 
koruma yolları konusunda bilgi verilmesi idari açıdan bir gereklilik, mükellef 
açısından ise bir haktır.

2. Gerekli Hallerde Sürenin Uzatılmasını Talep Hakkı

Vergi incelemesi esnasında esas olan, vergi incelemeye yetkili kişinin 
usulüne uygun şekilde defter ve belgeleri istemesi halinde, verilen süre 
içerisinde mükellefin istenilen bu bilgi ve belgeleri yetkiliye sunmasıdır. 
Verilen süre içerisinde defter ve belgelerin sunulmaması halinde idare, 
kendi elindeki bilgi ve belgelere dayanarak re’sen vergi matrahını tespit 
edecektir. Defter ve belgelerin süresinde verilmemesinin bir diğer yaptırımı 
ise VUK 359. maddesinde düzenlenen cezai yaptırımdır.

Ancak 15 günden az bir zamanı içermeyen idari süre içerisinde yükümlü 
avukat bu bilgi ve belgelerin tamamını ya da bir kısmını idareye 
teslim edemeyebilir. Bu durumda mücbir sebeplerin ya da zor durumun 
varlığı halinde ek süre gündeme gelmektedir. 

VUK’nun 13. maddesinde sayılan, ağır hastalı, tutukluk, deprem, 
sel felaketi mükellefin iradesi dışında olayların gerçekleşmesi halinde, 
mücbir sebebe neden olan olayların ortadan kalkmasına kadar süreler 
devam edecektir. 



18

Süreleri uzatan bir diğer neden ise zor durumdur. Maliye Bakanlığı, 
vergi muamelelerine ilişkin ödevlerini süresi içinde yerine getiremeyecek 
olanlara, kanuni sürenin bir katını, kanuni sürenin bir aydan az 
olması halinde bir aya kadar süre verebilmektedir. Bu sürenin verilebilmesi 
için;

• Süre isteyen mükellefin, süre bitiminden evvel, süreyi yazı ile talep 
etmesi,
• Mazeretin, Maliye Bakanlığınca kabule layık görülmesi,
• Sürenin verilmesi halinde, verginin tahsilinin tehlikeye girmemesi 
koşulları öngörülmüştür.


Vergi Usul Kanununda Maliye Bakanlığından farklı olarak vergi incelemesine 
yetkili kişiye de süre verme hakkı tanınmıştır. VUK’nun 139. 
maddesine göre vergi incelemesinin vergi dairesinde yapılması halinde 
istenilen defter ve vesikaları belli edilen zamanda mazeretsiz olarak 
yerine getirmeyenler, bunları ibraz etmemiş sayılır, haklı mazeret gösterenlere, 
defter ve belgeleri daireye getirmeleri için uygun bir süre 
verileceği belirtilmiştir. 

3. Vergi Mahremiyetinin Korunması Hakkı

VUK’nun 5. maddesinde belirtilen kişilerin, mükellefin ve mükellefle 
ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, 
işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine mütaallik olmak üzere öğrendikleri 
sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa edemezler 
ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef’ine kullanamayacakları 
belirtilmiştir. VUK’nun 5. maddesinde belirtilen bu kişilerin başında 
vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar gelmektedir. 

Vergi incelemesi ile görevli memurun avukatın defter ve belgelerini 
incelerken avukata ve avukatın müvekkillerine ait bilgileri 3. kişilere 
aktarılmasının ve kullanılmasının önlenmesi bu düzenleme ile güvence 
altına alınmıştır. Böylesi bir güvence ile incelemeye tabi avukatın defter 
ve belgelerini vergi idaresine sunması kolaylaştırılmıştır. 



4. İncelemenin İşyerinde Yapılması

VUK’na göre vergi incelemesinin işyerinde yapılması gerekmektedir. 
VUK’nun 139. maddesine göre İş yerinin müsait olmaması, ölüm, 
işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması 
imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede 
yapılabilir. 

Bu takdirde incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını 
daireye getirmesi kendisinden yazılı olarak istenilir. 

5. Hukuki Temsil ve Yardım Hakkı

Vergi incelemesi esnasında temsilcinin yetkilendirilmesine ilişkin bir 
düzenleme mevzuatımızda bulunmamakla beraber, aksi bir düzenleme 
de bulunmamaktadır. Vergi incelemesine mükelleflerin temsilcilerin katılmalarıyla, 
vergiyi doğuran olayın tespiti ve vergilendirmenin doğru 
bir şekilde yapılması çok daha kolaylaşmaktadır. 

Avukatlar her ne kadar hukuk bilgisine sahip olsa da, vergi incelemesinde 
vergilendirmenin muhasebe boyutu öne çıkabilmektedir. İncelemeye 
tabi avukat, kendi muhasebesini tutan, serbest muhasebeci, 
mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerini, vergi incelemesi esnasında 
yapılan görüşmelere yanında çağırabileceği gibi, özel olarak yetkilendirdiği 
bu kişileri görüşmelere gönderebilir.

Böylece avukat, inceleme esnasında karşısına çıkan muhasebeye 
ilişkin savunmasını daha rahat yapma imkanına kavuşmuş olacaktır. 

6. Savunma ve Dinlenilme Hakkı

Savunma ve dinlenilme hakkı en temel haktır. Vergi idaresi, avukat 
hakkında vergisel inceleme yaparken sadece elindeki verileri kıstas almaması, 
aynı zamanda vergiyi doğuran olayı gerçekleştiren avukat mükellefin 
elindeki verilere dayanarak vermiş olduğu savunmayı da dikkate 
alması önemlidir. Zira VUK’nun 3/B maddesinde de belirtildiği üzere 
vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin 
gerçek mahiyeti esastır. Vergi idaresi gerçek mahiyete ulaşmak için mükelleflerinin 
savunmanı ve diğer beyanlarını da dikkate almalıdır.



Vergi inceleme esnasında lüzum görülen hallerde, vergilendirme ile 
ilgili olaylar ve hesap durumlarının tutanakla tevsik ve tespit olunacağı, 
ilgililerin tutanağı imzadan imtina edebileceği ya da itiraz ve mülahazalarının 
bulunması durumunda, bunların da tutanağa geçirileceği, 
bu suretle düzenlenen tutanaklarının birer nüshasının mükellefe veya 
nezdinde inceleme yapılan kimseye bırakılmasının zorunlu olduğu VUK 
141. maddesinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla, mükellefin inceleme esnasında 
gerekli gördüğü yerlerde tutulan tutanaklara inceleme ile ilgili 
her türlü itiraz, şerh ve görüşlerinin yazılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.


Avukat mükellefin vergilendirmeye ilişkin kendisini ifade edebileceği 
bir diğer alan ise uzlaşma görüşmeleridir. Ancak uygulamada uzlaşma 
görüşmesi savunmadan çok, dinlenilme ve vergi tahsilatının kolaylaştırılmasına 
yönelik meram anlatma niteliğine dönüşmüştür. Uzlaşma 
komisyonu, mükellefin beyanlarını yerinde görmesi halinde uzlaşma 
kapsamındaki vergi ve cezalarda indirime gidebilmektedir. 

Kuşkusuz ki savunma hakkı, savunmasını hazırlamada uzman bir kişiden 
yararlanma ve kendisi dışında uzman bir kişinin yasa ile tanınmış 
olan savunma işlemlerini kendisinin adına veya kendisi ile birlikte yerine 
getirilmesinden yararlanma hakkını da kapsamaktadır. Bu nedenle mükellef 
incelemenin herhangi bir aşamasında uzman bir kişiden hukuki 
yardım alabileceği gibi, mükellefin muhasebe işlemlerini gerçekleştiren 
mali müşaviri ya da muhasebecisinden de yardım isteyerek savunmasını 
güçlendirme yoluna gidebilir.

7. El Konulmuş Defter ve Belgeler Üzerinde İnceleme Yapma 
Hakkı

Defter ve belgelerin vergi idaresince incelenmek üzere alınmış olması, 
mükelleflerin bu defter ve belgelerde gerekli incelemeleri yapması, 
bunlardan örnekler alması ve gerekli kayıtları çıkarması her zaman 
mümkündür. Zira bu bilgi ve belgeler, ileride olası bir hukuki uyuşmazlığın 
çözümüne yönelik gerekli donelere ulaşılması açısından mükelleflere 
dayanak teşkil edebilecektir.



8. Mükellefin Vergisel Ödevlerin Yerine Getirilmesine Engel 
Olunmaması 

Defter ve belgelerin vergi incelemesinde olması, mükelleflerin vergisel 
yükümlülüklerini yerine getirmesine bir engel teşkil etmemektedir. 
Defter ve belgelerin vergi dairesince muhafaza altına alındığı tarihten, 
vergi beyannamesinin verileceği tarihe kadar olan süre bir aydan az ise 
beyanname süresi kendiliğinden bir ay uzar ve ek süre bu müddetin 
sonunda başlar. 

Diğer bir vergisel yükümlülük ise süresinde faturaların deftere işlenmesi 
işlemidir. Defter ve belgelerin vergi idaresinde olduğu süre 
içerisinde bu kayıtların yapılması mümkün gözükmemektedir. Defter 
ve belgelerin muhafazası nedeniyle yapılamayan kayıtlar, defterlerin 
mükellefe verilmesinden sonra idare ile mükellef arasında kararlaştırılan 
münasip bir süre içerisinde ikmal edilecektir. Bu süre bir aydan az 
olamaz. Bu süreçte, mükellef dilerse defterlerinin muhafaza altına alındığında 
işlemlerini yeniden tasdik ettireceği defterlere kayıt ve iadesi 
halinde iade edilen defterlere intikal ettirebilir. 

9. Asılsız İhbar Halinde İhbarcıyı Öğrenme Hakkı

İhbar üzerine yapılan aramalarda, ihbarda belirtilen hususların mevcut 
olmadığının ortaya çıkması halinde, ihbara edilenler ihbarda bulunanı 
öğrenme hakkına sahiptir. İhbar üzerine yapılan aramada ihbar 
sabit olmazsa, nezdinde arama yapılan kimse muhbirin adının bildirilmesini 
isteyebilir. Bu durumda vergi idaresi ihbarda bulunanın ismini 
bildirmeye becburdur. 

10. Silahların Eşitliği Hakkı

Vergi incelemesindeki amaç, VUK’un 134. maddesinde belirtildiği 
üzere ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek 
ve sağlamaktır. Beyan esasına dayalı olan vergi sistemlerinde vergi 
incelemeleri ve/ya daha kapsamlı olarak vergi denetimleri, sistemin 
sağlıklılığının kontrolü bakımından bir sigorta olarak yaşamsal öneme 
sahiptir. Bu nedenle vergi inceleme elemanlarının denetimlerini gerçekleştirirken 
tarafsız olmaları ve delilleri vergiyi doğuran olayın gerçek 
mahiyetini bulmaya yönelik hareket etmesi gerekmektedir.



Ancak uygulamada vergi inceleme elemanlarının vergi idaresinden 
yana hareket ettiğini, mükelleflerin lehine kimi durumları göz ardı ettiğini, 
incelemelerini yüzeysel gerçekleştirerek mükellef aleyhine raporların 
hazırlandığını sıklıkla görmekteyiz. Her türlü bilgi ve belgeye 
rahatlıkla ulaşabilen vergi inceleme elemanlarının yetkileri göz önüne 
alındığında, vergi mükelleflerinin vergilendirmeye ilişkin dezavantajlı 
bir durumda olmasının hukuken kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır.


Nitekim Danıştay da idari soruşturma esnasında davacıya konuya 
ilişkin gerekli inceleme ve bilgi edinme izninin verilmemesi nedeninden 
kaynaklanan davaya ilişkin kararında1, işlemin dayanağı olan her türlü 
bilgi ve belgeyi, inceleyebilme olanağının tanınmasının hukuk devletinin, 
adil yargılanma hakkının ve idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 
20. maddesinin gereği olduğunu ifade ederek silahların eşitliği ilkesine 
vurgu yapmıştır. Danıştay’ın bu kararı, kuşkusuz ki vergi incelemesi esnasında 
mükelleflerin de kendisini ilgilendiren konularda gerekli inceleme 
ve araştırma yapabilmesine emsal teşkil edecektir.

11. Vergisel Uyuşmazlıkların İdari ya da Dava Yoluyla Çözme 
Hakkı

Mükellef avukat, vergi incelemesi neticesinde gerçekleşen vergi borcu 
için uzlaşma, cezalarda indirim uygulaması vergi hatalarının düzeltilmesi 
gibi idari yollara başvurabileceği gibi, idari işlem niteliğinde olan 
vergisel uyuşmazlıkları vergi mahkemesinde dava konusu da edebilir.

1 Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 2005/3292 E., 2008/1633 K. ve 12.06.2008 Tarihli 
Kararı



TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

www.barobirlik.org.tr

Oğuzlar Mah. Barış Manço Cad. 

Av. Özdemir Özok Sk. No: 8 

06520 Balgat – ANKARA 

Tel : 0 312 292 59 00

Faks : 0 312 286 55 65




  

06.02.2016 11:29:10