AVUKATLAR İÇİN
VERGİ İNCELEME REHBERİ
Bu broşür, meslektaşlarımızın olası bir vergi incelemesine hazırlıklı
olmaları amacıyla hazırlanmıştır.
Broşür içeriğinde vergi incelemesinin amacı, türleri, meslektaşların
hangi durumlarda vergi incelemesi ile karşılaşabilecekleri, vergi mükellefi
olmaktan kaynaklanan ödevlerin ve hakların neler olduğu, vergi
incelemesine kimlerin yetkili olduğu, vergi incelemesinin sonuçları ile
mesleğin doğasından kaynaklı birtakım hususlar karşısında meslektaşların
nasıl hareket etmeleri gerektiği ve olası bir vergi incelemesi halinde
avukatların ne gibi hakları olduğuna ilişkin yasal hükümlere dayalı
çözüm önerileri bulunmaktadır.
Bu çalışma, İzmir Barosu İdare ve Vergi Hukuku Komisyonu tarafından
hazırlanarak, Türkiye Barolar Birliği tarafından gözden
geçirilmek suretiyle meslektaşlarımızın yararlanımına sunulmuştur.
1. VERGİ İNCELEMESİ NEDİR?
Vergi incelemesi, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak,
tespit etmek ve sağlamak amacıyla yükümlünün defter kayıtları,
belgeleri ve envanteri üzerinde vergi inceleme yetkisine sahip olanlarca
yapılan derinlemesine bir araştırmadır.
2. AVUKATLAR VERGİ İNCELEMESİNE TABİ MİDİR?
Vergi Usul Kanununa veya diğer kanunlara göre defter ve hesap
tutmak, evrak ve vesikaları muhafaza ve ibraz etmek mecburiyetinde
olan gerçek ve tüzel kişiler vergi incelemelerine tabidirler. Bu anlamda,
avukatlar da birer serbest meslek erbabı olarak vergi mükellefi olduklarından
vergi incelemesine alınabilirler.
3. VERGİ İNCELEMESİNE ALINMANIZIN SEBEBİ NEDİR?
Malum olduğu üzere serbest meslek erbabı olarak avukatlar da hizmet
ifası sebebi ile mükellef durumunda bulunduklarından, Vergi Usul
Kanunu ile düzenlenen serbest meslek mensuplarına ilişkin ödevleri
yerine getirmek zorundadırlar. Bu ödevlerin başında serbest meslek
kazanç defteri tutmak, verginin türüne göre aylık, üç aylık ya da yıllık
olarak beyanname vermek vb. gelmektedir.
Vergi daireleri, meslek mensupları tarafından verilen beyannameler
yahut beyanname eklerinde vergi kanunlarına muhalefet edildiği ve bu
yolla vergi kaybına sebebiyet verildiği hususuna ilişkin olarak yapılan
risk analizleri sonucunda bazı emarelere ulaşırsa vergi incelemesine alınabilirsiniz.
Ancak vergi incelemesine alınmak için sadece beyanname ve ekleri
üzerinde yapılan risk analizi sonuçları gerekmez. Harici olarak elde
edilen veriler ile de vergisel ödevlerin yerine getirilmediği hususunda
vergi idaresinin tespitte bulunması halinde de vergi incelemesine maruz
kalabilirsiniz.
Örneğin; banka hesap hareketlerine kıyasla beyannamede gösterilen
matrahın düşük olması, UYAP üzerinden yapılacak taramada vekaletinizin
bulunduğu dosya sayısına kıyasla düşük vergi beyan edilmesi
gibi durumlar, vergi idareleri tarafından incelemeye alınmanız için gerekçe
olarak kabul edilebilir.
Son olarak, hakkınızda yapılacak ihbarlar da incelemeye alınmanıza
sebebiyet verebilir.
4. VERGİ İNCELEMESİ NE ZAMAN YAPILIR?
Vergi incelemesi, neticesi alınmamış, yani içinde bulunulan hesap
dönemi de dahil olmak üzere, tarh zamanaşımı süresi sonuna kadar
(içinde bulunulan yılı takip eden yılın başından başlamak üzere beş yıl)
her zaman yapılabilir.
Örneğin; 2010 yılına ilişkin inceleme, takip eden yıl olan 2011 yılının
başından başlamak üzere beş yılın sonuna, yani 31.12.2015’e kadar
her zaman yapılabilir. 2015 yılının dolması ile birlikte 2010 yılına ilişkin
olarak vergi incelemesine alınmanız yasal olarak mümkün değildir. Bu
sebeple, vergi incelemesi yapan görevliden evvela inceleme dönemi
hakkında bilgi alınması faydalı olacaktır. Tarh zamanaşımı süresi geçen
dönem için inceleme yapılamayacağı için bu döneme ilişkin inceleme
geçiriyor olmanız halinde bu durumu inceleme elemanına söylemeniz
gerekir. İnceleme elemanı tarafından buna rağmen incelemeye devam
edilecek olması halinde bu durumun, incelemeye başlama tutanağına
geçirilmesi fayda sağlayacaktır.
Vergi incelemesinin ne zaman yapılacağının önceden haber verilmesi
mecburi değildir. Bu sebeple, tarh zamanaşımı süresi içinde, vergi
incelemesine yetkili olanlar, istedikleri an sizi vergi incelemesine tabi
tutabilirler.
Daha önce hakkınızda vergi incelemesi yapılmış veya matrahın
re’sen takdir edilmiş olması, yeniden inceleme yapılmasına ve gerekirse
tarhiyatın ikmaline engel değildir. Bu sebeple, aynı döneme ve aynı vergi
konusuna ilişkin olarak daha evvel vergi incelemesi geçirmiş olmanız,
yeniden incelemeye alınmayacağınız anlamına gelmemektedir. Gerçek
gelirin yansıtılmadığı, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge
düzenlendiği yahut kullanıldığı gibi vergi kayıp ve kaçağında bulunulduğuna
dair yeni emarelere ulaşılması halinde yeniden incelemeye tabi
tutulabilirsiniz.
Nezdinde inceleme yapılan avukatın muvafakati olmadıkça resmi
çalışma saatleri dışında inceleme yapılamaz veya buna devam edilemez.
Tutanak düzenlenmesi ve inceleme ile ilgili emniyet tedbirlerinin
alınması için mesai saatleri dahilinde başlayan incelemeye gece de devam
edilebilir. Ancak bu gibi tedbirler, incelemelerin yapıldığı yerdeki
faaliyeti sekteye uğratmayacak şekilde yapılmak durumundadır. Aksi
takdirde ilgili hususların tutanağa geçirilmesi gerekmektedir.
5. VERGİ İNCELEMESİNE YETKİLİ OLANLAR KİMLERDİR?
Vergi Usul Kanununa göre incelemeye yetkili olanlar şunlardır:
Vergi müfettişleri
Vergi müfettiş yardımcıları
İlin en büyük mal memuru
Vergi dairesi müdürleri
Gelir İdaresi Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında
görev yapanlar
Vergi Usul Kanunu, inceleme yetkisine haiz olanları sınırlı olarak belirdiğinden,
sayılanlar dışında hiç kimsenin vergi incelemesi yapma hak ve
yetkisi bulunmamaktadır. Bu sebeple, vergi incelemesi geçirecek olmanız
halinde evvela inceleme görevlilerinin kimlik ibraz etmelerinin talep
edilmesi gerekmektedir. Kanun gereği, vergi incelemesi yapmaya yetkili
olanlar yanlarında memuriyet sıfatlarını ve inceleme yetkisini gösteren
fotoğraflı resmi bir kimlik bulundurmak ve gittikleri yerde incelemeye
başlamadan evvel bu kimliği ilgililere göstermek zorundadırlar.
6. VERGİ İNCELEMESİ NEREDE YAPILIR?
Vergi incelemeleri, esas itibariyle incelemeye tabi olanın iş yerinde,
yani mükellef avukatın bürosunda yapılır.
Home-office (evin bir bölümünün iş yeri olarak kullanılması) durumunda
ise, işyeri ve kişisel yaşam alanlarını birbirinden ayırmak zor
olduğundan inceleme esnasında sıkıntılar yaşanabilir. Home-office olarak
kullanılan avukatlık bürolarında inceleme yapılacak olması halinde,
vergi incelemesine yetkili olanlara, kişisel yaşam alanınızın nerelerden
ibaret olduğunu, çalışma alanınızın ise neresi olduğunu gösteriniz ve
mutlaka bu durumu inceleme tutanağına geçirtiniz. Normal şartlar
altında konut dokunulmazlığı Anayasal teminat altında olduğundan
kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya
birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça;
yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin
konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.
Bu sebeple, vergi incelemesi esnasında inceleme elemanlarının
kişisel kullanım alanlarınızda incelemeye yapamayacaklarını onlara bildirmeniz
gerekmektedir.
İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle
incelemenin avukatın bürosunda yapılması imkânsız olursa
veya mükellef avukatlar isterlerse inceleme ilgili vergi dairesinde yapılabilir.
İncelemenin dairede yapılabilmesi için zaruri sebebin varlığı
yahut mükellef avukatın dairede inceleme yapılması talebi bir tutanağa
bağlanır ve karşılıklı olarak imzalanır. Şayet yukarıda sayılanlar gibi bir
zaruri hal söz konusu değilse ve mükellef avukat dairede inceleme yapılmasını
istemiyorsa, düzenlenen tutanağı imzadan imtina etmelidir.
Zira bu hususlar tutanağa bağlanmaksızın incelemenin dairede yapılacak
olması, usulsüz inceleme teşkil edecektir.
İncelemenin dairede yapılacak olması halinde incelemeye tabi olan
avukatın, lüzumlu defter ve vesikalarını vergi dairesine getirmesi, kendisinden
yazılı olarak istenilir. Defter ve vesikaların incelemeye ibraz edilmesi
için mükellef avukata 15 günden az olmamak üzere süre verilmesi
gerekir. Bu süre yasal sınır olup daha az bir süre öngörülmesi mümkün
değildir. Uygulamada bazen vergi daireleri tarafından defter ve belgelerin
incelemeye ibraz edilmesi telefonla istenebilmektedir. Bu durumda,
aramayı yapan görevliye, yazılı olarak bu talebin iletilmesini istediğinizi
bildiriniz. Resmi bir yazı olmadan ve sadece sözel olarak yahut telefon,
mail vb. yoluyla defter ve belgelerin incelemeye ibrazının istenilmesi yasaya
aykırı olduğundan, ibraz etmemeniz halinde herhangi bir müeyyide
ile karşılaşmanız mümkün değildir. Aksi durumda, dava açma yoluyla
yapılan vergi tarhiyatlarını ve kesilen cezaları iptal ettirebilirsiniz.
İncelemenin vergi dairesinde yapılması halinde istenilen defter veya
vesikaları mazeretsiz olarak getirmeyenler, bunları ibraz etmemiş sayılırlar.
Bu durumda dönem kazancının re’sen takdir edilmesi ve tarhiyatla
beraber birtakım cezaların kesilmesi gündeme gelebilir. Haklı bir
mazeret gösterenlere, defter ve vesikalarını daireye getirmesi için münasip
bir süre verilir. Haklı sebep olması halinde idarenin süre vermek
konusunda takdir hakkı olmayıp bu sürenin tanınması gerekir. Defter
ve belgelerin istenilen sürede, haklı neden olmadan teslim edilmemesi
halinde, VUK 359. maddesi hükmü gereği 18 aydan 3 yıla kadar hapis
cezası öngörülmüştür.
7. İNCELEME NASIL BAŞLAR?
Vergi incelemesi, inceleme elemanının görev yaptığı birimde düzenlenip
inceleme elemanına tebliğ edilen görevlendirme yazısı ile başlar.
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, inceleme görevinin verilmesinden
itibaren en geç otuz gün içinde incelemeye başlarlar. Bu süre
içinde incelemeye başlanılamaması halinde durum gerekçeli bir yazı ile
bağlı bulunulan birime bildirilir. İlgili birim, incelemeye başlanılamamasını
haklı kılan bir mazeretin varlığı halinde en fazla on beş gün ilave
süre verebileceği gibi inceleme görevini başka bir inceleme elemanına
da verebilir. Şayet inceleme elemanı belirtilen süre içerisinde incelemeye
başlamaz yahut ek süre almazsa veya inceleme görevi başka bir
inceleme elemanına verilmezse, görevlendirme yazısına istinaden incelemeye
alınmanız hukuka aykırıdır.
Bu sebeple, vergi incelemesine alınmanız halinde evvela görevlendirme
yazısına bakmanız, ilgili sürelerin geçmiş olduğunu tespit etmeniz
halinde bunu inceleme elemanına bildirmeniz ve inceleme yapılamayacağını
hatırlatmanız gerekir. İnceleme elemanı tarafından buna
rağmen inceleme yapılmasına devam edileceği bildirilecek olursa, bu
durum, incelemeye başlama tutanağına geçirilmelidir.
İlgili hususların hukuka uygun olması halinde evvela, incelemeye
yetkili olanlar, mükellef avukata incelemenin konusunu ve sebebini açık
olarak anlatmak zorundadır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesinin
akabinde “incelemeye başlama tutanağı” düzenlenir. Vergi incelemesi
ister mükellef avukatın iş yerinde isterse de dairede yapılsın, incelemeye
başlama tutanağı düzenlenmek ve bir sureti nezdinde inceleme
yapılan avukata verilmek zorundadır. İncelemeye başlama tutağında şu
hususların bulunması gerekir:
a) Nezdinde inceleme yapılanın kimlik bilgileri, unvanı, adresi ve faaliyet
konusu,
b) İncelemenin türü (tam/sınırlı inceleme),
c) İncelemeye alınma gerekçesi,
ç) İncelemenin konusu,
d) İnceleme dönemi,
e) İnceleme dairede yapılacaksa buna ilişkin nezdinde inceleme yapılanın
muvafakati,
f) Tutanağın düzenlenme yeri ve tarihi, inceleme elemanının ve hazır
bulunması halinde mükellefin veya temsile yetkili olan kişilerin
imzası,
g) Mükelleflerin incelemeyle ilgili hak ve yükümlülükleri hakkında
bilgi.
Mükellef avukat, tutulan incelemeye başlama tutanağında ilgili hususların
bulunup bulunmadığını kontrol ederek işe başlamalıdır. Bunun
yanında, incelemeye başlama tutanağına dilediğiniz kayıtları koymaya
da hakkınız olduğunu unutmayın.
8. VERGİ İNCELEMESİ BAŞLADIKTAN SONRA PİŞMANLIK
HÜKÜMLERİNDEN YARARLANILABİLİR Mİ?
Vergi Usul Kanunu’nda, vergisel ödevlerini yerine getirmeyen mükelleflere,
birtakım yaptırımlara maruz kalmamaları adına çeşitli yöntemler
sunulmuştur. Bu usullerden biri de “pişmanlık” kurumudur. Beyana
dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen
mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı
hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi
hâlinde, haklarında aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası
kesilmez:
Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından
herhangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla
tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış
olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması
şarttır.)
Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde
herhangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna
intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden
fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş
olması
Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme
dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak on beş gün içinde tevdi
olunması
Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber
verme tarihinden başlayarak on beş gün içinde tamamlanması veya
düzeltilmesi
Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin,
ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51’inci
maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında
bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak on beş gün içinde
ödenmesi.
Pişmanlık hükümleri emlak vergileri için uygulanmamaktadır. Bunun
yanında, Kanunda mükellefin kendisinin pişman olup beyan etmesi
esası şartı arandığı için, vergi incelemesi başladıktan sonra pişmanlık
hükümlerinden faydalanma olanağı bulunmamaktadır.
Vergi incelemesinin başladığından bahsedebilmemiz için, incelemeye
yetkili olanların, usulüne uygun olarak tanzim edilmiş görevlendirme
yazısını almalarının akabinde harekete geçmiş olmaları gerekmektedir.
Daha açık bir anlatımla, incelemeye başlama; mükellef nezdinde işe
başlama tutanağının düzenlenmesi, mükellefe davet veya defter ve belgelerin
istenmesi yazısının tebliğ edilmiş olması, matrah tesisine yönelik
tutanak düzenlenmesi ya da defter ve belgelerin incelenmek üzere
vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmiş olması hallerini kapsar.
Bu anlamda, usulüne uygun olarak iş ve işlem gerçekleştirilmediği takdirde
inceleme başladığından bahsedilemeyeceğinden, pişmanlık hükümlerinden
yararlanılması engellenemez. Örneğin; kural olarak defter
ve belgelerin incelemeye ibrazı bir yazı ile talep edilmek ve 15 günden
az olmamak üzere mükellef avukata süre verilmek zorundadır. Bu şartın
aksine olarak, defter ve belgelerin telefonla aranılarak istenilmesi
halinde defter ve belgelerin incelemeye ibrazı şartı doğmadığı gibi, bu
halde incelemenin başladığından da bahsedilemez. Bu sebeple, bu aralıkta
dahi pişmanlık hükümlerinden faydalanmak mümkündür.
9. VERGİ İNCELEMESİ NE KADAR SÜRER?
Vergi incelemesine yetkili olanlarca incelemeye alınmanız halinde
hangi tür incelemeye alındığınız önemli olup, incelemenin ne kadar süreceği
de incelemenin türüne göre değişmektedir. Bu anlamda iki tür
vergi incelemesi ile karşılaşılabilir. Bunlar “tam inceleme” ve “sınırlı/kısa
inceleme”dir.
Tam inceleme; mükellefin her türlü iş ve işlemlerini kapsayacak şekilde
yapılan incelemedir. Bu anlamda tüm kazanç unsurları, tabi olunan
vergilere ilişkin durum, birden fazla vergilendirme dönemi tam incelemenin
konusuna dahildir.
Sınırlı/kısa inceleme; vergi matrahını oluşturan unsurların birinin
veya birkaçının sadece belli bir yönden incelenmesi anlamına gelir. Örneğin;
hem gelir hem de katma değer vergisi mükellefi olan bir avukatın
sadece katma değer vergisi yönünden 2014 dönemine ilişkin olarak
incelemeye alınması sınırlı incelemeye alındığı anlamına gelir. Buna
karşın, tarh zamanaşımı süresi içindeki tüm vergilendirme dönemlerine
ve tüm vergi türlerine ve vergi konularına yönelik olarak yapılan detaylı
inceleme ise tam inceleme olarak adlandırılır.
İncelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması
halinde en fazla 1 yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde ise en fazla 6
ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelemenin
bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine
yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir ve altı
ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Bu durumda, vergi incelemesi
yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından incelemenin bitirilememe
nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme yapılana bildirilir.
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birimler vergi
incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli tedbirleri
alırlar. Tarh zamanaşımı süresinin durmasına ilişkin hükümler saklıdır.
Uygulamada “karşıt inceleme” olarak adlandırılan bir inceleme türü
daha mevcuttur. Ancak karşıt inceleme, mükellefin bizatihi kendi vergisel
ödevlerine ilişkin olarak yapılan inceleme değildir. Vergisel ödevlerini
yerine getirmediği iddiasıyla incelemeye alınan başka bir mükellefin
ilişkiye girdiği diğer mükellefler nezdinde, gerçekte incelemeye alınan
mükellefin durumunun tespitine yönelik olarak yapılan incelemeye karşıt
inceleme adı verilir. Karşıt incelemeye alınmanız halinde tarhiyat ya
da cezai müeyyide ile karşılaşılması söz konusu olmasa da, karşıt inceleme
esnasında vergisel ödevlerinizi yerine getirmediğinize yönelik
emarelere ulaşılması halinde haricen sizin için de vergi incelemesi başlatılabileceğini
unutmayınız.
10. VERGİ İNCELEMESİ ESNASINDA NELERE DİKKAT ETMENİZ
GEREKİR?
Vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından yapılan incelemelerde
ilk ve en önemli husus, inceleme elemanının işini zorlaştıracak davranışlardan
kaçınmaktır. İnceleme elemanına yasal sınırları dahilinde gerekli
kolaylık sağlanması, incelemenin lehinize yürümesi bakımından
önemlidir. İnceleme geçiren avukatın inceleme elemanlarına karşı güler
yüzlü ve makul olması önem arz etmektedir.
İnceleme elemanları, herhangi bir işlem yapılmayacağı beyanında
bulunsalar dahi, imza altına alınacak her belgenin titizlikle incelenmesi,
aksine kayıtların bulunması halinde bunların düzeltilmesinin istenmesi,
düzeltilmediği takdirde imzadan imtina edilmesi gerekmektedir.
Mükellef avukatlar, ikmalen, res’en veya idarece tarh edilen vergilerle,
bunlara ilişkin cezaların (Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu maddesinde
yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen
vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen cezalar hariç)
tahakkuk edecek miktarları konusunda, tarhiyat öncesi ya da tarhiyat
sonrası uzlaşma talebinde bulunabilir. Uzlaşma konusunda mevzuattaki
hükümlerin derinlemesine analiz edilmesi ve uzlaşmanın muhtemel
sonuçları doğru tespit edilmelidir. Bu konuda mali müşavirlerinizden de
bilgi alınmasında fayda vardır. Zira uzlaşmanın vaki olması halinde uzlaşma
tutanağının imza altına alınmasıyla birlikte kural olarak uzlaşılan
rakam kesinleşir ki buna ilişkin yasal yollar da kapanmış olur. Bu sebeple
uzlaşmaya girme kararı almadan evvel bu durumun ön hazırlığının
yapılması önemlidir.
Vergi incelemesinin tamamlanmasının akabinde incelemeye yetkili
olanlarca düzenlenen Vergi İnceleme Raporları, Rapor Değerlendirme
Komisyonuna gönderilmek suretiyle bir nevi onaydan geçirilir. Mükellef
avukatlar, Rapor Değerlendirme Komisyonunda gerekli hususları
izah edebilmek adına dinlenilmesini talep edebilir. İncelemenin aleyhe
ilerlemesi halinde bu hakkınızı da kullanmanızda fayda olacaktır. Zira
Rapor Değerlendirme Komisyonları tarafından açıklamalarınızın haklı
görülmesi halinde hukuki ve cezai yaptırımlar ile karşılaşma riskiniz
azalmış olacaktır.
Yapılan vergi inlemesi sonucu düzenlenen inceleme raporlarına istinaden
vergi daireleri tarafından vergi/ceza ihbarnameleri düzenlenerek
adınıza tebliğ edilir. İhbarnamelerin alınması halinde tarhiyat sonrası
uzlaşma, cezalarda indirim ve ihbarnamelerin iptali ile kesilen vergi ve
cezaların kaldırılması için yargı yoluna gitme hakkınız bulunmaktadır.
Mevzuatın bu yöndeki hükümlerinin detaylı olarak incelenmesi, olası
bir tarhiyat ile karşılaşmanız halinde haklarınızın muhtel olmasının
önüne geçecektir.
11. VERGİ İNCELEMESİ ESNASINDA BİZE KİMLER
EŞLİK EDEBİLİR?
Vergi incelemesine alınmış olmanız halinde, bazı kişilerin, inceleme
esnasında yapacağınız görüşmelere eşlik etmeleri mümkündür. Bu kişiler;
Defter ve kayıtlarınızla ilgili olan yetkili serbest muhasebeci mali
müşavir
Defter ve kayıtlarınızla ilgili olan yeminli mali müşavir
Sizi temsil ve ilzama yetkili olan bir kişi (avukat gibi)
Baro temsilcisidir.
İnceleme elemanı tarafından bu kişilerin inceleme esnasında bulunmalarını
engelleme imkanı yoktur. İlgili kişiler de incelemede hazır
bulunup gerekli hususların tutanağa geçirilmesini sağlayabilirler. İnceleme
esnasında bu kişilerin yanınızda bulunması görüşmelere eşlik etmeleri
faydalı olacaktır.
12. ARAMALI VERGİ İNCELEMESİ NEDİR?
Vergi Usul Kanunu uyarınca, ihbar veya yapılan incelemeler dolayısıyla,
bir mükellefin vergi kaçırdığına dair emareler bulunursa, bu mükellef
veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer şahıslar nezdinde ve bunların
üzerinde arama, aramalı vergi incelemesi olarak adlandırılır. Avukatlar
da vergi mükellefi olarak aramalı vergi incelemesi ile karşı karşıya kalabilirler.
13. ARAMALI İNCELEME NASIL BAŞLAR?
Aramanın yapılabilmesi için sulh yargıcının istenilen yerlerde arama
yapılmasına karar vermesi şarttır. Her ne kadar Ceza Muhakemesi
Kanunu’nda gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcılarının
da arama kararı verebileceği düzenleniyorsa da, aramalı vergi
incelemeleri bakımından bu hükmün uygulanma olanağı yoktur. Gerek
Vergi Usul Kanunu’nun arama kararı için sulh yargıcından karar alınmasını
şart koşması ve gerekse Avukatlık Kanunu’nun ilgili hükmü uyarınca,
avukatların büroları ve konutları ancak sulh yargıçlarının kararı
ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan
dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.
Arama, kararda belirtilen olayla, yani vergi kaçırıldığı şüphesiyle ilgili
olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile
yapılabilir.
Arama kararında; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi,
aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, karar
veya emrin geçerli olacağı süre açıkça gösterilmelidir. Bu anlamda, arama
kararında açıkça zikredilmemiş yerlerde, vergi inceleme elemanları
tarafından arama yapılabilmesi olanağı yoktur. (Örneğin; arama kararında
sadece defter ve belgelerin aranmasına izin verilmiş ise bilgisayar
kayıtlarının incelenmesi mümkün değildir.)
Yapılacak aramadan evvel mutlaka arama yapacak olan kişilerin
kimlikleri ile aramaya ilişkin kararın incelenmesi gerekmektedir.
14. ARAMALI İNCELEME NE ZAMAN YAPILABİLİR?
Konutta, işyerinde ve diğer kapalı yerlerde gece vakti arama yapılamaz.
Bu anlamda aramalı vergi incelemesinin de gündüz ve mesai saatleri
dahilinde yapılması icap etmektedir. Ancak tutanak düzenlenmesi
ve inceleme ile ilgili emniyet tedbirlerinin alınmasının gerektiği hallerde
arama gece de devam edebilir.
15. ARAMALI İNCELEME NASIL BAŞLAR?
Arama esnasında aramaya konu edilen defter, belge vs. ayrıntıları ile
tutanakla tespit olunmalıdır. Ancak arama sonunda ayrıntılı tutanağın
düzenlenmesinin çeşitli sebepler ile mümkün olmaması halinde aramaya
konu belge ve envanterler güvenli bir kap yahut torbaya konularak
mühürlenmeli ve bu durum bir tutanak ile tespit edilmelidir. Mükellef
avukatlar, düzenlenen tutanaklara istedikleri kayıtları koyma hakkına
sahiptirler.
Mühürlü kapların açılmasından evvel (mührün fekki), nezdinde arama
yapılan mükellef avukat ile varsa vekilinin ilgili birimde hazır bulunması,
mühürlü kaptan çıkarılan belge ve envanterlerin ayrıntılı olarak
tutağa geçirilmesi ve tutanağın bir örneğinin alınması gerekmektedir.
İlgili tutanağın düzenlenmesi sonrasında vergi incelemesi başlar ki inceleme,
normal vergi incelemesinin usullerine tabidir.
Aramada bulunup mükellef nezdinde emin bir yere konulmuş veya
kaplar içinde daireye nakledilmiş olan ve incelemesine lüzum görülen
defter ve vesikalar, arama kararında açıkça yazılmamış olsa bile, inceleme
yapanın çalıştığı yere sevk veya celp edilebilir. Arama sonunda
alınan defter ve vesikaların iyi saklanması şarttır. Bunların iyi saklanmamasından
doğacak zararı idare tazmine mecburdur.
16. ARAMALI İNCELEMENİN SÜRESİ NE KADARDIR?
Arama neticesinde alınan defter ve vesikalar üzerindeki incelemeler
en geç 3 ay içinde bitirilerek sahibine bir tutanakla geri verilmelidir. Ancak
suç delili teşkil eden defter ve belgeler iade edilmez. İncelemelerin
haklı sebeplerle 3 ay içinde bitirilmesine imkan olmayan hallerde sulh
yargıcının vereceği karar üzerine bu süre uzatılabilir.
17. ARAMALI İNCELEMEDE
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?
Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler ile birlikte
vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar aramalı inceleme için bürolarınıza
yahut evlerinize geldiklerinde mutlaka Baro’yu durumdan ha berdar ediniz. Baro temsilcisi ve Cumhuriyet Savcısı hazır bulunmadan
arama yapılmasına müsaade etmeyiniz.
Mükellef meslektaşların, aramalı inceleme esnasında, inceleme elemanları
tarafından arama kararında zikredilen ve incelenmesi gerekli
görülen defter ve belgeleri incelemeye ibraz etmeleri gerekmekteyse
de bu gerekliliğin bir sınırı vardır. Buna göre, inceleme elemanları, serbest
meslek makbuzlarını ve serbest meslek kazanç defterlerini inceleyebilir,
iş yerinde çalışan sayısını tespit edebilir ve bu minvaldeki denetimlerini
sürdürebilir. Ancak ortada, ağır cezayı gerektirecek bir suçüstü
hali bulunmadığı için aramalı vergi incelemesi esnasında avukatın üzeri
aranamaz.
Müvekkiller ile akdedilen hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedeli
dışında sahiplenilen işin mahiyetine ilişkin bilgiler de bulunduğu için
ve sır saklama yükümlülüğüne istinaden bu sözleşmelerin incelemeye
alınabilmesi olanağı yoktur. Bu sebeple, talep edilse dahi sözleşmelerin
incelemeye ibraz edilme gerekliliği bulunmamaktadır. İnceleme elemanı
tarafından buna rağmen hizmet akitleri incelemeye alınırsa, bu durumun,
inceleme tutanağına geçirilmesi gerekmektedir.
Avukatın bilgisayarında da yine müvekkilleri hakkındaki gizli kalması
gerekli bilgiler bulunduğundan, bilgisayarların incelemeye ibraz edilmesi
yahut bu bilgisayarlara el konulması mümkün değildir. Aksi uygulamaların
yaşanacak olması halinde bu hususun inceleme tutanağına
geçirilmesi gerekmektedir.
Aramalı inceleme sırasında vergiyle ilgili bulunmayan şahsi ve özel
mektupların, belgelerin ve benzerlerinin aramaya konu edilmemesi gerekmemekte
ise de aksi durumda işbu hususun tutanağa geçirilmesi
gerekmektedir. Bu belge ve envanterler, inceleme elemanları tarafından
da vergiyle alakalarının bulunmadığının anlaşılması durumunda tutanakla
iade edilmek zorundadır.
Avukatların sır saklama yükümlülüğü bulunduğundan, büroda tutulan
ve müvekkiller ile alakalı gizli kalması gereken bilgileri içeren soruşturma,
dava ve takip dosyalarını, müvekkil mektuplarını vb. evrakları
aramalı incelemeye ibraz etmek zorunlu olmayıp bunların muhafaza
altına alınabilmesi de mümkün değildir. Aksi durumun tutanakla tespit
olunması gerekir.
Mükellef, ilgili memurun huzurunda, aramaya konu edilen defterler
ve vesikalar üzerinde incelemeler yapmaya ve bunlardan suret ve kayıtlar
çıkarmaya yetkilidir. İnceleme elemanlarının bunu engellemeleri
kanuna aykırılık teşkil eder.
Defter ve vesikaların muhafaza altına alınmış olması, süresi gelen
vergi beyannamelerinin verilmesi ödevini kaldırmaz. Bu sebeple, mükellef,
beyannamesini tanzim için gerekli bilgileri defter ve vesikalardan
çıkarabilir. Mükellefin bu husustaki yazılı isteği yetkililerce derhal yerine
getirilir.
Defter ve vesikaların muhafaza altına alındığı tarihten vergi beyannamesinin
verileceği tarihe kadar olan süre bir aydan az ise beyanname
verme süresi kendiliğinden bir ay uzar ve ek süre bu müddetin sonundan
başlar.
Arama neticesinde bulunan defter ve vesikaların muhafaza altına
alınması sebebiyle yapılamayan kayıtlar, defterlerin geri verilmesinden
sonra idare ile mükellef arasında kararlaştırılan münasip bir süre içinde
ikmal edilir. Bu süre bir aydan az olamaz. Mükellef dilerse defterleri
muhafaza altına alındığında, işlemlerini yeniden tasdik ettireceği defterlere
kayıt edebilir ve iadesi halinde iade edilen muhafaza altındaki
defterlere intikal ettirebilir.
Home-office olarak kullanılan avukatlık bürolarında aramalı inceleme
yapılabilmesi için, arama kararında hem kişisel kullanım alanı hem
de büro için ayrı ayrı arama kararı verilmiş olması gerekmektedir. Şayet
arama kararında yalnızca iş alanınız ile ilgili bir arama kararı düzenlenmişse,
kişisel kullanım alanlarınızda arama yapılabilmesi mümkün
değildir.
17
VERGİ İNCELEMESİNE TABİ OLAN AVUKATIN HAKLARI
1. Avukatın Bilgi Alma Hakkı, İnceleme Elemanının Bilgi Verme
Yükümlülüğü
Anayasanın “Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması “ başlıklı 40.
maddesinde devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve
mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu belirtilmiştir.
Elbette kibir idari işlem niteliğinde olan vergi inceleme aşamasında
da, işlemin içeriğine ilişkin bilgi verme yükümlülüğü ve mükellefin
bilgi edinme hakkı bulunmaktadır.
Vergi inceleme elemanları VUK’nun 140/1 maddesi gereğince yanlarında
memuriyet sıfatlarını ve inceleme yetkilerini gösteren fatoğraflı
ve resmi bir vesika bulundururlar ve gittikleri yerde işe başlamadan
önce bu vesikayı ilgililere göstermekle yükümlüdür. Yükümlendirici sonuç
doğuran vergi incelemesinin muhatabına, işlemin gerçekleşmesi
aşamasında işlemin nedenleri ve sonuçları ile bu işleme karşı hukuki
koruma yolları konusunda bilgi verilmesi idari açıdan bir gereklilik, mükellef
açısından ise bir haktır.
2. Gerekli Hallerde Sürenin Uzatılmasını Talep Hakkı
Vergi incelemesi esnasında esas olan, vergi incelemeye yetkili kişinin
usulüne uygun şekilde defter ve belgeleri istemesi halinde, verilen süre
içerisinde mükellefin istenilen bu bilgi ve belgeleri yetkiliye sunmasıdır.
Verilen süre içerisinde defter ve belgelerin sunulmaması halinde idare,
kendi elindeki bilgi ve belgelere dayanarak re’sen vergi matrahını tespit
edecektir. Defter ve belgelerin süresinde verilmemesinin bir diğer yaptırımı
ise VUK 359. maddesinde düzenlenen cezai yaptırımdır.
Ancak 15 günden az bir zamanı içermeyen idari süre içerisinde yükümlü
avukat bu bilgi ve belgelerin tamamını ya da bir kısmını idareye
teslim edemeyebilir. Bu durumda mücbir sebeplerin ya da zor durumun
varlığı halinde ek süre gündeme gelmektedir.
VUK’nun 13. maddesinde sayılan, ağır hastalı, tutukluk, deprem,
sel felaketi mükellefin iradesi dışında olayların gerçekleşmesi halinde,
mücbir sebebe neden olan olayların ortadan kalkmasına kadar süreler
devam edecektir.
18
Süreleri uzatan bir diğer neden ise zor durumdur. Maliye Bakanlığı,
vergi muamelelerine ilişkin ödevlerini süresi içinde yerine getiremeyecek
olanlara, kanuni sürenin bir katını, kanuni sürenin bir aydan az
olması halinde bir aya kadar süre verebilmektedir. Bu sürenin verilebilmesi
için;
• Süre isteyen mükellefin, süre bitiminden evvel, süreyi yazı ile talep
etmesi,
• Mazeretin, Maliye Bakanlığınca kabule layık görülmesi,
• Sürenin verilmesi halinde, verginin tahsilinin tehlikeye girmemesi
koşulları öngörülmüştür.
Vergi Usul Kanununda Maliye Bakanlığından farklı olarak vergi incelemesine
yetkili kişiye de süre verme hakkı tanınmıştır. VUK’nun 139.
maddesine göre vergi incelemesinin vergi dairesinde yapılması halinde
istenilen defter ve vesikaları belli edilen zamanda mazeretsiz olarak
yerine getirmeyenler, bunları ibraz etmemiş sayılır, haklı mazeret gösterenlere,
defter ve belgeleri daireye getirmeleri için uygun bir süre
verileceği belirtilmiştir.
3. Vergi Mahremiyetinin Korunması Hakkı
VUK’nun 5. maddesinde belirtilen kişilerin, mükellefin ve mükellefle
ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine,
işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine mütaallik olmak üzere öğrendikleri
sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa edemezler
ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef’ine kullanamayacakları
belirtilmiştir. VUK’nun 5. maddesinde belirtilen bu kişilerin başında
vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar gelmektedir.
Vergi incelemesi ile görevli memurun avukatın defter ve belgelerini
incelerken avukata ve avukatın müvekkillerine ait bilgileri 3. kişilere
aktarılmasının ve kullanılmasının önlenmesi bu düzenleme ile güvence
altına alınmıştır. Böylesi bir güvence ile incelemeye tabi avukatın defter
ve belgelerini vergi idaresine sunması kolaylaştırılmıştır.
4. İncelemenin İşyerinde Yapılması
VUK’na göre vergi incelemesinin işyerinde yapılması gerekmektedir.
VUK’nun 139. maddesine göre İş yerinin müsait olmaması, ölüm,
işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması
imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede
yapılabilir.
Bu takdirde incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını
daireye getirmesi kendisinden yazılı olarak istenilir.
5. Hukuki Temsil ve Yardım Hakkı
Vergi incelemesi esnasında temsilcinin yetkilendirilmesine ilişkin bir
düzenleme mevzuatımızda bulunmamakla beraber, aksi bir düzenleme
de bulunmamaktadır. Vergi incelemesine mükelleflerin temsilcilerin katılmalarıyla,
vergiyi doğuran olayın tespiti ve vergilendirmenin doğru
bir şekilde yapılması çok daha kolaylaşmaktadır.
Avukatlar her ne kadar hukuk bilgisine sahip olsa da, vergi incelemesinde
vergilendirmenin muhasebe boyutu öne çıkabilmektedir. İncelemeye
tabi avukat, kendi muhasebesini tutan, serbest muhasebeci,
mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerini, vergi incelemesi esnasında
yapılan görüşmelere yanında çağırabileceği gibi, özel olarak yetkilendirdiği
bu kişileri görüşmelere gönderebilir.
Böylece avukat, inceleme esnasında karşısına çıkan muhasebeye
ilişkin savunmasını daha rahat yapma imkanına kavuşmuş olacaktır.
6. Savunma ve Dinlenilme Hakkı
Savunma ve dinlenilme hakkı en temel haktır. Vergi idaresi, avukat
hakkında vergisel inceleme yaparken sadece elindeki verileri kıstas almaması,
aynı zamanda vergiyi doğuran olayı gerçekleştiren avukat mükellefin
elindeki verilere dayanarak vermiş olduğu savunmayı da dikkate
alması önemlidir. Zira VUK’nun 3/B maddesinde de belirtildiği üzere
vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin
gerçek mahiyeti esastır. Vergi idaresi gerçek mahiyete ulaşmak için mükelleflerinin
savunmanı ve diğer beyanlarını da dikkate almalıdır.
Vergi inceleme esnasında lüzum görülen hallerde, vergilendirme ile
ilgili olaylar ve hesap durumlarının tutanakla tevsik ve tespit olunacağı,
ilgililerin tutanağı imzadan imtina edebileceği ya da itiraz ve mülahazalarının
bulunması durumunda, bunların da tutanağa geçirileceği,
bu suretle düzenlenen tutanaklarının birer nüshasının mükellefe veya
nezdinde inceleme yapılan kimseye bırakılmasının zorunlu olduğu VUK
141. maddesinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla, mükellefin inceleme esnasında
gerekli gördüğü yerlerde tutulan tutanaklara inceleme ile ilgili
her türlü itiraz, şerh ve görüşlerinin yazılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Avukat mükellefin vergilendirmeye ilişkin kendisini ifade edebileceği
bir diğer alan ise uzlaşma görüşmeleridir. Ancak uygulamada uzlaşma
görüşmesi savunmadan çok, dinlenilme ve vergi tahsilatının kolaylaştırılmasına
yönelik meram anlatma niteliğine dönüşmüştür. Uzlaşma
komisyonu, mükellefin beyanlarını yerinde görmesi halinde uzlaşma
kapsamındaki vergi ve cezalarda indirime gidebilmektedir.
Kuşkusuz ki savunma hakkı, savunmasını hazırlamada uzman bir kişiden
yararlanma ve kendisi dışında uzman bir kişinin yasa ile tanınmış
olan savunma işlemlerini kendisinin adına veya kendisi ile birlikte yerine
getirilmesinden yararlanma hakkını da kapsamaktadır. Bu nedenle mükellef
incelemenin herhangi bir aşamasında uzman bir kişiden hukuki
yardım alabileceği gibi, mükellefin muhasebe işlemlerini gerçekleştiren
mali müşaviri ya da muhasebecisinden de yardım isteyerek savunmasını
güçlendirme yoluna gidebilir.
7. El Konulmuş Defter ve Belgeler Üzerinde İnceleme Yapma
Hakkı
Defter ve belgelerin vergi idaresince incelenmek üzere alınmış olması,
mükelleflerin bu defter ve belgelerde gerekli incelemeleri yapması,
bunlardan örnekler alması ve gerekli kayıtları çıkarması her zaman
mümkündür. Zira bu bilgi ve belgeler, ileride olası bir hukuki uyuşmazlığın
çözümüne yönelik gerekli donelere ulaşılması açısından mükelleflere
dayanak teşkil edebilecektir.
8. Mükellefin Vergisel Ödevlerin Yerine Getirilmesine Engel
Olunmaması
Defter ve belgelerin vergi incelemesinde olması, mükelleflerin vergisel
yükümlülüklerini yerine getirmesine bir engel teşkil etmemektedir.
Defter ve belgelerin vergi dairesince muhafaza altına alındığı tarihten,
vergi beyannamesinin verileceği tarihe kadar olan süre bir aydan az ise
beyanname süresi kendiliğinden bir ay uzar ve ek süre bu müddetin
sonunda başlar.
Diğer bir vergisel yükümlülük ise süresinde faturaların deftere işlenmesi
işlemidir. Defter ve belgelerin vergi idaresinde olduğu süre
içerisinde bu kayıtların yapılması mümkün gözükmemektedir. Defter
ve belgelerin muhafazası nedeniyle yapılamayan kayıtlar, defterlerin
mükellefe verilmesinden sonra idare ile mükellef arasında kararlaştırılan
münasip bir süre içerisinde ikmal edilecektir. Bu süre bir aydan az
olamaz. Bu süreçte, mükellef dilerse defterlerinin muhafaza altına alındığında
işlemlerini yeniden tasdik ettireceği defterlere kayıt ve iadesi
halinde iade edilen defterlere intikal ettirebilir.
9. Asılsız İhbar Halinde İhbarcıyı Öğrenme Hakkı
İhbar üzerine yapılan aramalarda, ihbarda belirtilen hususların mevcut
olmadığının ortaya çıkması halinde, ihbara edilenler ihbarda bulunanı
öğrenme hakkına sahiptir. İhbar üzerine yapılan aramada ihbar
sabit olmazsa, nezdinde arama yapılan kimse muhbirin adının bildirilmesini
isteyebilir. Bu durumda vergi idaresi ihbarda bulunanın ismini
bildirmeye becburdur.
10. Silahların Eşitliği Hakkı
Vergi incelemesindeki amaç, VUK’un 134. maddesinde belirtildiği
üzere ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek
ve sağlamaktır. Beyan esasına dayalı olan vergi sistemlerinde vergi
incelemeleri ve/ya daha kapsamlı olarak vergi denetimleri, sistemin
sağlıklılığının kontrolü bakımından bir sigorta olarak yaşamsal öneme
sahiptir. Bu nedenle vergi inceleme elemanlarının denetimlerini gerçekleştirirken
tarafsız olmaları ve delilleri vergiyi doğuran olayın gerçek
mahiyetini bulmaya yönelik hareket etmesi gerekmektedir.
Ancak uygulamada vergi inceleme elemanlarının vergi idaresinden
yana hareket ettiğini, mükelleflerin lehine kimi durumları göz ardı ettiğini,
incelemelerini yüzeysel gerçekleştirerek mükellef aleyhine raporların
hazırlandığını sıklıkla görmekteyiz. Her türlü bilgi ve belgeye
rahatlıkla ulaşabilen vergi inceleme elemanlarının yetkileri göz önüne
alındığında, vergi mükelleflerinin vergilendirmeye ilişkin dezavantajlı
bir durumda olmasının hukuken kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır.
Nitekim Danıştay da idari soruşturma esnasında davacıya konuya
ilişkin gerekli inceleme ve bilgi edinme izninin verilmemesi nedeninden
kaynaklanan davaya ilişkin kararında1, işlemin dayanağı olan her türlü
bilgi ve belgeyi, inceleyebilme olanağının tanınmasının hukuk devletinin,
adil yargılanma hakkının ve idari Yargılama Usulü Kanunu’nun
20. maddesinin gereği olduğunu ifade ederek silahların eşitliği ilkesine
vurgu yapmıştır. Danıştay’ın bu kararı, kuşkusuz ki vergi incelemesi esnasında
mükelleflerin de kendisini ilgilendiren konularda gerekli inceleme
ve araştırma yapabilmesine emsal teşkil edecektir.
11. Vergisel Uyuşmazlıkların İdari ya da Dava Yoluyla Çözme
Hakkı
Mükellef avukat, vergi incelemesi neticesinde gerçekleşen vergi borcu
için uzlaşma, cezalarda indirim uygulaması vergi hatalarının düzeltilmesi
gibi idari yollara başvurabileceği gibi, idari işlem niteliğinde olan
vergisel uyuşmazlıkları vergi mahkemesinde dava konusu da edebilir.
1 Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 2005/3292 E., 2008/1633 K. ve 12.06.2008 Tarihli
Kararı
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ
www.barobirlik.org.tr
Oğuzlar Mah. Barış Manço Cad.
Av. Özdemir Özok Sk. No: 8
06520 Balgat – ANKARA
Tel : 0 312 292 59 00
Faks : 0 312 286 55 65